Görme Yetersiziliği Bireyler Destek Eğitim Programı

 

Kayseri'de ilk ve tek Görme Yetersizliği Destek Eğitim Programı alan eğitim merkezimiz ile bireylerimizin yanındayız.

 

Gözlerin insanın en önemli duyu organı olduğu kabul edilir. Ancak görme süreci içinde gözlerin işlevi ışığı sınır dürtülerine dönüştürmek ile kısıtlıdır. Esas görme bir beyin işlevidir.Görme, görsel imge ile beynin bu imgeyi algılamasının bütünleşmesini gerektirir.

 

Görme aşağıdaki sırayı izleyerek oluşur:

– Işık ışınları korneadan, göz sıvısından, göz bebeği ve göz merceğinden geçer.

– Göz bebeği ışığın yoğunluğuna göre büyür ya da küçülür.

– Işık ışınları saydam sıvı içinden geçerek retinadaki koni ve çubuk hücreleri uyarır.

– Görme süreci retinada başlar. Işık ışınları retinadaki koni ve çubuk hücrelerde elektrik tepkisine dönüştürülür.

-Optik sinir yoluyla beyindeki görme merkezine iletilir. Eğer gözün bütün bölümleri görevlerini yerine getiriyorsa iletilen bilgiler beyin tarafından yorumlanır ve görsel bir imgeye dönüştürülür.

Tanımı ve Sınıflandırma

Yasal tanım: Tüm düzeltmelerle birlikte gören gözün doğan görme gücünün 1/10 inç yani 20/200 feet* (ayaklık) görme keskinliğine ya da daha azına sahip olan veya görme açısı 20 dereceyi aşmayan kişilere görme engelli ya da kör denilmektedir. 20/200’ün anlamı ise görme yetersizliği olan kişinin 20 ayaktan görebildiğini, normal görme gücüne sahip olan kişi 200 ayaktan görebilmektedir. Görme açısının dar olmasının anlamı ise, normal görme keskinliği olabilmesine rağmen görmesi sadece merkezdekilerle sınırlı olup, çevrede yer alan nesneleri görememesidir.

Az görenlerin yasal tanımı: Tüm düzeltmelerle birlikte görme keskinliği 20/70, 20/200 arasında olan kişilere denilmektedir. Anlamı ise gören kişinin 70 ayaktan gördüğünü az görenin 20 ayaktan görebilmesidir.

Eğitsel tanım: Eğitsel açıdan hiç görmeyenler, görme yetersizliğinden etkilenmiş olup, Braille alfabesiyle eğitim öğretim çalışmalarına devam eden bireydir. Eğitim çalışmalarında dokunsal ve işitsel faaliyetlerden yararlanabileceği düzenlemelerin olması gerekir. Birey okuma için kabartma alfabe ya da konuşan kitaplara ihtiyaç duyar. Eğitsel açıdan az gören, görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen kişidir. Az gören bireyler gözlük, büyüteç gibi araç gereçlere, büyük puntolu yazı, uygun aydınlatma, büyük resimli gibi materyal ve çevre düzenlemelerine ihtiyaç duyarlar. Yasal tanıma göre kör olarak adlandırılan bireylerin birçoğunun çeşitli düzeylerde artık görmesi bulunmaktadır. Ancak, tanımda görme keskinliği temel alındığı için görme keskinliği 20/200 ve altında olan her birey hiç görmeyenler olarak tanımlanmaktadır.

Sınıflandırma

 Görme engellilerin sınıflandırılmasını üçe ayırarak inceleyebiliriz:

  • Hiç görmeyenler
  • Az görenler
  • Görme yetersizliği olanlar

o Hiç görmeyenler: Bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10’dan ve görüş açısı 20 dereceden aşağı olan eğitim – öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayan kişidir.

o Az görenler: Bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 ile 3/10 arasında olan ve özel bir takım araç ve yöntemler kullanmadan eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanılması mümkün olmayandır.

 o Görme yetersizliği olanlar: Tüm düzeltmelere rağmen çocuğun görmesindeki bozukluğun eğitim performansını olumsuz yönde etkilemesidir. Bu tanım az gören ve kör olan tüm çocukları kapsamaktadır.

Tanımlama ve Değerlendirme

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde, görme bozukluğu olan çocuktan ilk şüphelenenler ebeveynler ve çocuk doktorlarıdır. Anne babalar çocuklarına mum testi uygulayarak çocuklarının görmesinde herhangi bir problem olup olmadığı ilk etapta fark edilebilir. Çocuk; elindeki nesneyi görmek için yüzüne çok yaklaştırıyorsa, el – göz koordinasyonu zayıfsa, göz hareketlerinin koordinasyonunda güçlük çekiyorsa bir göz doktoru tarafından testlere tabi tutulmalıdır.

-Görme bozukluğu tanısının konabilmesi için, görme keskinliğinin,

– Görme fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Görme keskinliği genellikle Snellen Kartı kullanılmakla ölçülmektedir. Snellen Kartı 8 sıra E’den oluşmuştur. Her sırada birden fazla E harfi vardır. Her birinin kolları ayrı yönlere bakmaktadır. Görme keskinliği ölçüden kişiden E’lerin kollarının hangi yöne baktığını söylemesi istenmektedir. Kart ya da ışıklı pano 20 ayak (6.04 m) uzağa yerleştirilerek test edilmektedir. Sekiz sıradan her biri 4, 5, 6, 9, 12, 15, 21 ve 30, 60 metre uzaklığı ifade etmektedir.

Snellen Kartı, görme bozukluğunun ölçülmesinde sınırlı kalmaktadır. Belli bir uzaklıktaki görme keskinliğini ölçmektedir. Kişinin yakını nasıl gördüğünü, yazılı materyali ne kadar iyi okuyacağını ortaya çıkartmamaktadır. Ayrıca görme keskinliği ve görme yeterliliği aynı beceriler değildir. Görme fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ise görme kapasitesi, görsel dikkat, görme yeterliliği gibi faktörlere ilişkin kriterlerin değerlendirilmeye alınması gerekmektedir.

Çocuğun gözle ilgili bir probleminin olup olmadığının anlaşılması için ebeveyn ve öğretmenin dikkat etmesi gereken konular 3 grupta toplanmıştır.

– Çocuğun görme ile ilgili şikâyetleri

  • Çocuğun gözünde yanma ve kaşıntı vardır.
  • Çocuk gözlerinin iyi görmediğini söyler.
  • Çocukta baş dönmesi, baş ağrısı vardır ya da yakından bakmayı gerektiren işlerden sonra midesi bulanır.
  • Çift görme ya da bulanık görme vardır.

-Çocuğun görünüşü

  • Çocukta göz kayması vardır.
  • Göz kapağı şiştir ya da gözleri çapaklıdır.
  • Sık sık gözleri yaşarır.

-Çocuğun gösterdiği davranışlar

  • Gözlerini sık sık ve aşırı şekilde oğuşturur.
  • Başını sallar ya da öne doğru uzatır.
  • Gözlerinden birini kapatır ya da eliyle kapatır.
  • Okumada zorluk çeker, başarısız olur.
  • Yakın çalışması gereken işlerden rahatsız olur. Gözlerini olduğundan daha fazla kırpıştırır.
  • Kitap veya elinde yaptığı herhangi bir işi gözüne yakın tutar.
  • Uzaktaki nesneleri açık bir şekilde tanımlayamaz.
  • Gözlerini kısarak bakar, kaşlarını çatar.

Yukarıda belirtilen özellikler çocukta görüldüğü takdirde mutlaka bir göz doktoruna başvurulmalıdır.

Nedenleri ve Başlıca Yetersizlik Türleri

Görme engelinin nedenleri; doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak üç ana başlıkta incelenebilir.

Doğum Öncesi Nedenler: Görme yetersizliğinin % 55’i doğum öncesi faktörler sonucu oluşmaktadır. Kalıtımsal nedenler de körlüğün nesilden nesile genler yoluyla geçtiğine inanılmaktadır. Böyle bir durumun meydana gelebilmesi için körlüğün anne – baba, her ikisi ya da kardeşlerde de bulunması gerekir. Bu nedenden oluşan körlükler, tüm körlüklerin yaklaşık % 8’i civarındadır.

-Kan uyuşmazlığı: Annenin kanı Rh (-) (negatif) gebe kaldığı çocuğun kanın Rh (+) (pozitif) oluşu anne karnındaki fetüse yabancı bir madde gibi tepki yapmasına neden olmaktadır. Bu durum diğer engellerle beraber körlüğün nedeni de olabilmektedir.

-Rubella (Alman kızamığı): Gebeliğin ilk üç ayında anne Rubella hastalığına yakalanmışsa annenin bedeninde lekeler görülür. Hastalık hafif nezle ve ateş ile başlar. Eğer gebe kadın çocukluğunda bu hastalığı geçirmişse bağışıklık kazanır. Geçirmemişse anne karnındaki bebeğin kör olmasına neden olabilir.

-Doğal frengi: Anne, babadan birinin veya her ikisinin gebelikten önce frengi mikrobu taşımaları veya gebelik sırasında frengi hastalığına yakalanmaları ve mikrobun bebeğe geçmesi ile körlük de görülebilir.

Doğum Anı Nedenler: Çeşitli nedenlerle doğumun, geç olması, zor olması, müdahale gibi nedenlerle iki önemli sorun ortaya çıkabilir. Bunlardan biri beyin kanamasıdır. Bu kanama görme merkezini etkilerse körlük meydana gelebilir. İkincisi ise doğumun gecikmesi, kordonun boyuna dolanması veya başka nedenlerle bebeğin bir süre oksijensiz kalmasıdır. Bu süre 3 dakikayı geçince beyin hücreleri zedelenir. Etkilenen bölgenin görme merkezi çevresinde olması körlüğü meydana getirebilir.

Doğum Sonrası Nedenler: Çiçek, kızıl, kızamıkçık, rubella (Alman kızamığı), A ve B vitamini eksikliği, şeker hastalığı, menenjit gibi hastalıklar örnek verilebilir. Bu hastalıkların görülmesi mutlaka körlük meydana getirmeyebilir. Fakat gözde tahribat ve görme gücü kaybına neden olma ihtimali vardır. Beyin zedelenmeleri sonucunda veya beyinde görme merkezinde urların olmasından dolayı da körlükler görülebilir.

– Gözle ilgili hastalıklar

  • Kırma kusurları: Kırma gücü çeşitli nedenlerle farklılaşabilir. Düzeltilmezse yalnızca görme keskinliğinde azalmaya yol açarlar. Başlıca kırma kusurları miyop, hipermetrop, astigmattır.

o Miyop: Işık ışınlarının retinanın önünde odaklaşması sonucu ortaya çıkar. Kişi yakınındaki nesneleri kolaylıkla görür. Uzaktakileri net göremez. Kalın kenarlı mercekle düzeltir.

o Hipermetrop: Işık ışınlarının retinanın arkasında odaklaşması sonucunda oluşur. Kişi yakındaki nesneleri net göremez. Uzaktaki nesneleri daha iyi görür. İnce kenarlı mercekle düzeltilir.

o Astigmat: Kornea ya da merceğin yüzeyindeki düzensizlikler nedeniyle ışık ışınlarının eşit biçimde kırılmamasıyla oluşur. Görüntü bozuk ya da bulanıktır. Görüntü gerçek yerinde görülmez. Düzeltilmez ise sık, sık kazalara neden olur.

  • Diğer görme bozuklukları

o Albinizm: Kalıtımsal bir hastalıktır. Deride, saçta ve gözde renk pigmentlerinin olmaması durumudur. Işığa aşırı duyarlılık ve astigmata neden olur. Görme keskinliği azalır.

o Şaşılık: Göz kaslarındaki sorun nedeniyle her iki gözün içe veya dışa dönük olması durumudur. Bu nedenle gözler aynı nesneye odaklanamazlar.

o Göz tembelliği (amblyopia): Gözde herhangi bir zedelenme olmasına karşın görmenin zayıf olmasıdır.

o Katarakt: Göz merceğinin saydamlığını yitirmesiyle oluşur. İki türü vardır. Yaşlanmaya bağlı olarak gelişen katarakt yaşlanma sürecinin normal bir bölümüdür. Ameliyatla düzeltilir. Doğumsal katarakt, doğum öncesi ve doğum sonrası etkenler nedeniyle ortaya çıkabilir.

o Göz tansiyonu (Glokom): Göz içi basıncının artması ve bu basınç nedeniyle retinadaki sinirlerin etkilenmesi sonucunda oluşr.

o Prematür retinopatisi: Erken doğan bebeklere kuvözde fazla oksijen verilmesi sonucu oluşur. Fazla oksijen retinada zedelenmeye yol açar.

o Retinitis pigmentara (Gece körlüğü): Kalıtımsal nedenlere bağlıdır. Retinanın ilerleyen biçimde bozulmasıyla gelişir. Çevresel görme etkilenir. En önemli belirtisi gece görme zorluğudur.

o Optik sinir atrofisi: Optik sinirin zedelenmesi ile olur. Görme keskinliğinde azalma olur. Renk görmede ve geceleyin görmede güçlük yaşanır.

o Makuler dejenerasyon: Makulanın zedelenmesiyle oluşur. Merkezi görmede azalma görülür. Genellikle yaşlılarda nadiren çocuklarda görülür. Özellikle yakın görme mesafesinde yapılan işler etkilenir. o Aniridia: İrisin tam olarak gelişememesiyle ortaya çıkar. Gözbebeği ışık miktarına göre açılıp kapanamaz ve göz içine giren ışık miktarı kontrol edilemez.

o Trahom: Mikrobu, bir virüstür. Trahom, göz kapaklarının iç yüzünde yerleşerek bütün göze yayılan ve körlüğe götüren bulaşıcı bir göz hastalığıdır. Hastalık virüsü aldıktan bir hafta sonra ve gayet sinsi başlar. İlk belirtiler gözün üst kapağının iç yüzünde darı tanesine benzer, kabartılar halindedir. Hastalık ilerledikçe gözde batma, sulanma, kamaşma ve bulanık görme olur. Tedavi edilmezse kapaklar içeri doğru kıvrılır. Kirpikler göze batan yaralar açar. Trahom tedavi edilse dahi görme eski halini alamaz ve trahomluların çoğu kör olur.

Eğitimleri

Görme engelli çocukların eğitimi, görme engelinin ortaya çıktığı yaşa ve görme engelinin derecesine göre farklılıklar gösterir. Çocuğun eğitim çalışmalarına ne kadar erken başlanırsa netice o oranda yüksek olacaktır. Görme bozukluğunun derecesi ne olursa olsun bu çocukların okuma – yazma öğrenme ve çevrelerinde bağımsız hareket etme gereksinimleri ve hakları bulunmaktadır.

– Görme engeli olan çocukların eğitim programında, aşağıdaki alanlarda düzenlemeler yapılmalıdır.

  • Okuma – yazma, dinleme
  • Görme kalıntısından yararlanma
  • Oryantasyon ve bağımsız hareket eğitimi
  • Günlük yaşam becerileri ve sosyal beceriler

Okuma-yazma Becerileri:

Görme engeli olan öğrencilerden öğrenme amacıyla öncelikli olarak dokunma duyusunu kullanan öğrenciler Braille alfabesi ile öğrenirler. Bu alfabe iki sütunda yer alan altı noktanın çeşitli kombinasyonları ile harflerin, rakamların, noktalama işaretlerinin matematik işaretlerinin, müzik notalarının oluşturduğu bir alfabe sistemidir.

Görme yetersizliği olan çocuklar Braille alfabesi ile yazılmış yazılara parmak uçları ile dokunarak okurlar.

– Braille alfabesini kullanarak yazı yazmak için iki tür araç vardır.

Bunlar:

  • Braille daktilosu,
  • Tablet ve kalemdir.

Braille daktilosu üzerinde altı tane tuşun bulunduğu bir daktilodur. Tuşlardan her biri altı noktadan birini yazmak için işler görür. Yazılan harfte kaç nokta varsa o noktaları yazmak için gerekli tuşlara aynı anda birlikte basmak gerekir. Tablet ise üzerinde altı noktalı hücrelerin bulunduğu bir yazma çerçevesidir. Yazı tabletinin arasına kâğıt uygun şekilde sıkıştırılmakta ve tabletin arasındaki kâğıdın üzerine kodlar özel kalemi ile delinmektedir. Kalem, tutma yeri plastik olan çiviye benzer bir araçtır. Az gören öğrenciler için etkili okuma – yazma aracının seçimi (çocuğun görmesine göre uygun puntoda yazı ve uygun ebatlarda resimler renkte zıtlık-ve ortam düzenlemesi ışığın arkadan gelmesi) çok önemlidir. Göz hekiminin az gören olarak belirlediği çocuklar mutlaka eğitsel değerlendirmeden işlevsel görmesinin değerlendirmesi yapılarak basılı materyali okul çalışmaları ve günlük yaşamda etkili olarak kullanabilecek çocuklara basılı materyalle okuma yazma öğretilmelidir.

 Dinleme Becerileri

Görme yetersizliği olan bireyler önemli oranda bilgiyi dinleme yoluyla edinirler. Bu bireyler iyi dinleme becerilerine otomatik olarak sahip olmazlar. Bu nedenle, dinleme becerilerinin geliştirilmesi eğitim programının önemli bir unsurudur. Dinleme; seslerin farkında olma, sesleri ayırt etme, sesleri anlamlandırma gibi becerileri içerir. İyi dinleme becerisine sahip olmak, çocuğun sözcük dağarcığını, konuşma, okuduğunu anlama ve yazma becerisi üzerinde olumlu etkileri vardır. Görme yetersizliği olan çocuklar, özellikle ilköğretim ve lise yıllarında konuşan kitaplardan yararlanırlar. Ayrıca günümüzde bilgisayarlarda jaws denilen sesli bir program vardır. Bu program ekrandaki görüntüleri sesli olarak anlatmaktadır. Tarayıcılar sayesinde bilgiler bilgisayara aktarılarak dinlemeleri sağlanmaktadır. Öte yandan birçok internet sitesi görme engelliler için uyarlamalar yaparak engelli çocukların site içinde rahat dolaşmalarını sağlamaktadır. Görme yetersizliği olan çocukların konuşan kitapları etkili bir şekilde kullanabilmeleri için, iyi dinleme becerilerine sahip olmaları ve yönlendirilmeleri çok önemlidir.

Görme Kalıntısından Yararlanma

Görme kalıntısından yararlanma, kişinin mevcut olan görme kalıntısını kullanmasını öğretmeyi tanımlamaktadır. Bu durum göz hareketlerinin kontrolü, görme duyusuna ait uyarıcıya dikkat, görülen çevreye uyum ve bilgi işlemleri gibi becerilerin uygulamalarını içermektedir. Eğitim olmadan az gören bir çocuk gördüklerinden bir anlam çıkaramamaktadır. Bu nedenle az görenlerin programında görme kalıntısından yararlanmanın öğretimi mutlaka yer almalıdır. Az gören bir çocuğun öncelikle işlevsel görmesinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani bu çocuk ne kadar ve nasıl görme gerçekleştiriyor? Bunun bilinmesi ve çocuğun görme kalıntısının işlevselliği için çalışmalar yapılmalıdır. Örneğin renkli toplarla oyun oynayıp odaklanması sağlanabilir.

Oryantasyon ve Bağımsız Hareket Eğitimi

Görme engelli olan kişiler içinde bulunduğu çevrede nerede olduğunu ve bu çevrede güvenli olarak nasıl hareket edeceğini bilmelidir. Oryantasyon ve bağımsız hareketi kazandırmaya yönelik hazırlanan programın amacı güvenli, yeterli ve becerikli hareketlerle bağımsız olarak gezip, dolaşmasıdır. Hareket özgürlüğünün iki boyutu vardır. Bunlardan birisi zihinsel oryante olma, diğeri ise bağımsız harekettir. Oryante olma görme yetersizliği olan kişinin çevresini ve bu çevreyle kendisinin ilişkisini anlamasıdır.

Bağımsız hareket ve özel teknikleri, görme kalıntısını ve geri kalan duyuları kullanarak bir yerden diğer bir yere güvenli ve bağımsız olarak gidebilme becerisidir. Bağımsız hareket becerilerinin etkili kullanımı özgüven sağlar. Bina içerisinde rahat dolaşmasını sağlar. Bağımsız hareket becerileri yön kavramını, çevresel işaret ve ipuçlarını yorumlama, bedenin bölümlerini tanımasını, baston ve korunma teknikleri kullanılarak bağımsızlığı hedefler.

Hareketi tayin etmede kullanılan yardımcı ve araçlar:

  • Uzun baston (beyaz baston)
  • Rehber köpek
  • Gören rehber kişiler
  • Elektronik cihazlar
  • Gören göz (navigasyon)

*Uzun Beyaz Baston

1944’te Richard Hoover tarafından geliştirilmiştir. Bağımsız dolaşmada en çok kullanılan araçtır. Uzun beyaz baston yürürken zemine hafifçe dokundurularak sürüklenir. Kullanan kişi, zeminin pürüzlülüğü, delikler, merdivenler ve diğer engeller hakkında dokunma ve yankı aracılığı ile bilgi edinerek harekete geçmektedir. Geleneksel yaklaşıma göre baston kullanımını öğretmek için okul yaşları beklenmekteydi, ancak şu anda pek çok görüş çocuğun yürümede bağımsız hale geleceği zamana kadar bu eğitimin tamamlanması yönündedir. Görme engelli bireylerin güvenli hareket edebilmesi için baston kullanmaları çok önemlidir.

*Rehber Köpek

Ülkemizde kullanılmıyor. Genellikle okul çağı çocukları için tavsiye edilmemektedir. Köpeğin büyüklüğü hızı yürüme adımları ve bakımı genci olumsuz yönde etkilemektedir. Kişinin başka bir engeli yoksa 16 yaşından önce kullanımı önerilmemektedir. Bununla birlikte bastonla yürümeye göre muhtemel tehlikelere karşı daha hızlı tepki verme olanağı sağlamaktadır.

*Gören Rehber Kişiler

Görme yetersizliği olan bireyler birçok durumda gören bireylerden yardım almak gereksinimi duyabilirler. Gören rehber, harekette önemli bir özgürlük olanağı sağlamaktadır. Fakat rehbere bağlı olma pek çok açıdan pratik olmamaktadır. Görme yetersizliği olan bireye rehber olmak için nasıl hareket edilmesi gerektiğinin bilinmesi önemlidir. Örneğin, görme engelli kişi sizin kolunuza girmeli ki adımlarını size göre atabilsin.

*Elektronik Cihazlar

Bağımsız hareketi kolaylaştıracak birçok elektronik cihaz geliştirilmiştir. Ses dalgaları ile yol üstündeki engellerden kişiyi haberdar eden lazerli bastonlar, standart bastona tutturulan lazer araçları bunları arasında sayılabilirler. Bu araçlar çok küçük yaşta kullanmaya başlanarak çocuğun çevreden daha çok bilgi almasını ve bağımsız olmasını sağlayabilir. Ancak, pahalı olmaları, uzun bir eğitim gerektirmeleri ve farklı hava koşullarında problem yaratma ihtimalleri vardır.

*Gören Göz (Navigasyon):

Görme engellilere yönelik düzenlemeler yapılmış olan navigasyonlar görme engellilere yön bulma ve yerini bildirme konusunda yardımcı olmaktadır. Bir telefonun taşıdığı bütün özelliklere sahiptir. Ayrıca görme engelli bir kişi kaybolduğu anda yerini bildirmek için mesaj atabiliyor. Braille Display (Kabartma Monitör) 40 karakter ekranı gösterir, 6 nokta ya da 8 nokta kabartma özelliği ayrıca üzerinde bulunan Braille klavye ile bilgisayarı kullanma ve yazma olanağı sağlar. 20 karakterli kabartma monitörüyle gelişmiş bir cep telefonu olma özelliğinin yanında hesap makinesi, not defteri, ajanda ve güçlü bir data bankası işlevi görmektedir.

Günlük Yaşam Becerileri

Görme yetersizliği olan birey için günlük yaşam becerileri ve sosyal becerileri öğrenip kullanmak çok önemlidir. Yemek pişirmek, kişisel bakım, alışveriş yapma, giysi temizliği bakımı, ev yönetimi, bütçe hazırlama gibi günlük yaşam becerileri ve sosyal beceriler çocuğun yetişkinlikte de bağımsız olabilmesi için mutlaka kazanması gereken becerilerdir. Bu becerilerin kazanılmasında beceri analizi ve uygulamalı eğitim etkili olacaktır.

Copyrights © 2014 & All Rights Reserved by Sevgi Rehabilitasyon.